BARSELONA İZLENİMLERİ

Merhaba-Hola;

Değerli, okurlarım geçen hafta Erasmus projesi kapsamında İspanya’nın Barcelona şehrine bir okula eğitim izlenim ve değerlendirme çalışmasında bulunduk. Sizlere bu gezideki anılarımdan bahsetmek isterim. Yaklaşık olarak 50 milyonluk bir nüfusa sahip olan İspanya, %90’ı İspanyol, %10’u diğer etnik gruplardan oluşan, son yıllarda (özellikle Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında ) Ukraynalı mültecilerin yoğunlaştığı bir ülkedir. Gittiğim şehir olan Barcelona’da gözüme çarpan etnik gruplardan uzak doğu ülkelerinden ve Hindistan’dan çok sayıda insan bulunmaktadır. İspanya’nın kuzeydoğu kıyısında bulunan, Katalonya özerk bölgesinin başkenti ve en büyük kentidir. Avrupa Birliği sınırları içindeki beşinci en büyük metropoliten alandır. İspanya’nın Akdeniz kıyısındaki en önemli limanı ve ticaret merkezidir. Kendine özgü kültürü ve güzelliğiyle ün yapan Barselona’nın, Gaudi’nin başını çektiği modernizm akımıyla planlanmış, 1900’lerden kalma ızgara planlı modern bölümü ilgi çekmektedir. Şehir tarihi dokusuyla ziyaretçilerini etkiliyor. Şehrin en işlek merkezi Catalunya da eski tarihi binalarının yanında yeni yapılmış binalara tarihi mimari verilerek tarihi görüntü korunmuştur. Şehrin cadde ve sokakları genel olarak düz yapıda olup adres sorulduğunda çok kolay bulunacak biçimdedir.

Barcelona şehrinde gezilip görülmesi gereken birçok yer bulunmaktadır. Gezme fırsatı bulduğum bazı bölgelerden bahsetmek isterim.

Barcelona futbol takımının stadyumu olan camp nou stadına gittik ancak stadyumun tadilatta olması neticesiyle içine giremedik. Bunun yerine Barcelona müzesini gezme imkânım oldu. Bu müzede takımın aldıkları kupalar, futbolcuların formaları, altın ayakkabıları, madalyaları ve takım ile ilgili her tür bilgi ve eserler bulunmaktaydı.

Barselona kentinin kalbinde yer alan Sagrada Familia, kentin en simgesel ve en çok ziyaret edilen anıtlarından ve cazibe merkezlerinden biridir. Ünlü Katalan mimar Antoni Gaudi tarafından tasarlanan Sagrada Familia, Barselona silüetine hâkim olan bu büyük katedral 1926 yılında Gaudinin ölmesi üzerine henüz bitmemiş olmasıyla da ünlüdür. Yaklaşık 150 yıldır yapım aşamasında olan katedral, dünya üzerinde tamamlanmamış en büyük kilise olma özelliğini taşıyor.

Park Güell, dönemin kraliyet üyesi Eusebi Güell’in isteği üzerine, Barselona’nın aristokratlarının kullanımı için Antoni Gaudi tarafından tasarlanmış. Günümüzde şehrin en popüler simgelerinden biri olan park, panoramik manzaraya sahip terası ve etkileyici girişi ile hem eşsiz bir mimari eser hem de önemli bir turistik merkezdir. Gaudi, kendi gösterişli mimari üslubu ile doğanın sadeliğini birleştirerek ortaya özgün bir mimari dil çıkartmış. Parkı oluşturan yapılar, topraktan çıkan bir ağaç gibi yükseliyor. Böylece yapısal elemanlar hem doğa ile uyum içinde olabilirken aynı zamanda dikkat çekmeyi başarıyor. Park Güell’in en dikkat çekici noktalarından biri, Barselona şehrinin panoramik manzarasına bakan terası. Gaudi, terasa parkın kıvrımlı akışına eşlik eden bir bank tasarlamış. Terasta kullanılan renkli mozaikler, seramik parçaları ve demir parmaklıklar parkın hareketli atmosferine eşlik ediyor. Bankın yanında ise farklı renklerdeki mozaiklerden yapılmış “El Drac” (Ejderha) olarak bilinen bir heykel var.

Casa Milà, Katalan ve İspanyol mimarisinde çok büyük öneme sahip olan bir ev diyebiliriz. Gaudi’nin doğadaki organik formlar ve modellerden temellenen mimari dili, yıllarca süregelen dikdörtgen-sel mimarinin sınırlarını ortadan kaldırmıştır. Dünya üzerinde pek çok mimar Gaudi’nin Casa Milà’da kullandığı biyomimikri yönteminden esinlenmiştir.

Casa Batllo, İspanya’nın Barselona şehrinin merkezinde yer alan bir binadır. Binanın bilinen adı ‘House of Bones’ yani Türkçe anlamıyla ‘İskelet Ev’dir. Böyle adlandırılmasının nedeni yapısal olarak iskeletsi bir organik kaliteye sahip olmasıdır. Mimar Antoni Gaudi tarafından tasarlanmıştır. Daha önce yapılmış olan bir evin tadilatını içeren proje, 1904’te Gaudi tarafından yeniden dizayn edilerek Gaudi evi olarak tanımlanmış ve bundan sonra birkaç kez daha yenilenmiştir.

Tibidabo Barcelona’nın en yüksek tepesidir. Güzel bir şehir manzarası var. Şehrin yapılanmasını görebiliyorsunuz. Şehrin merkezine biraz uzak olup tepede bir kilise var. Yanında bir kafe var. Dinlenip, bir şeyler yiyebilirsiniz. Bir de lunapark var ancak kış mevsimi olduğu için kapalıydı. Biz buraya önce metro, sonrası sürücüsüz raylı teleferik ve en son otobüsle gitmiştik.

Benim en çok beğendiğim ve iyi ki gezmiş ve görmüşüm dediğim yer bilim müzesi olan cosmo caxia denilen muhteşem mekanı anlatmak isterim. Barselona’nın en büyük bilim müzesi diyebilirim aslında bilim müzesi yerine bilim atölyeleri, uygulamalarının yapıldığı eşsiz öğrenme mekânları demek doğru olur. Yolu düşenler için bence bu müzeye bir gün ayırmanızı tavsiye ederim. Çocuk, genç ve yetişkinler açışından zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Fizik,  botanik, zooloji, kimya, insanlık tarihi aklınıza gelebilecek her şey içinde mevcut. Bir bölümünde bütün fizik deneyleri çocukların seviyesinde uygulamalı olarak anlatılırken, bir bölümünde dünya üzerindeki tüm bitkilerin tohumlarının olduğu hazneleri buluyorsunuz. Bir bölümünde tarihte çekilmiş en iyi zamanda yolculuk filmlerinden kesitler izlerken, bir bölümünde yüzlerce çeşidin olduğu bir akvaryumun içinde yürüyorsunuz. Gidenler için bu müze es geçilmemeli.

Related posts

One Thought to “BARSELONA İZLENİMLERİ”

  1. ömer

    çok güzel bir yazı olmuş sanki oralara gezmiş gibi olduk, eline ve yüreğine sağlık hocam..

Leave a Comment