SON DURUMLAR İYİ OLSUN

İyi ve Kötü’nün yüzü aynıdır.

Her şey, insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır.

Sanırım ömrümüz geçmişin hesabını sormak ile geleceği hesaplamak arasındaki ince bir çizginin üzerinde kayıyor. Oysaki tek başına ne geçmişin ne de geleceğin bağımsız bir kimlik edinmesi bizim düşüncelerimize bağlı değildir.

İki yönlü düşünmek, iki yönlü görmek, iki yönlü duymak zorundayız. Ama karar verirken büyük ressamın yaşadığı şu olayı hatırlayalım:

Leonardo Da Vinci “Son Akşam Yemeği” adlı tablosunu çizmeyi düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaşır.

İyi’yi İsa’nın bedeninde, Kötü’yü de İsa’nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda’nın bedeninde tasvir etmek zorundadır.

Tabloyu yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başlar.

Bir gün bir kilise ilahi korosunun verdiği konser sırasında, korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark eder. Onu poz vermesi için atölyesine davet eder, sayısız taslak ve eskiz çizer.

 Aradan üç yıl geçer. “Son Akşam Yemeği” adlı tablo neredeyse tamamlanmıştır, ancak Leonardo Da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştır.

Leonardo’nun tabloyu yaparken çalıştığı kilisenin kardinali, tabloyu bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başlar.

Günlerce arar, Leonardo sonunda vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam bulur. Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştır.

Leonardo, yardımcılarına adamı kiliseye taşımalarını söyler. Çünkü artık taslak çizecek zamanı kalmamıştır.

Leonardo’nun yardımcıları güçlükle de olsa hırpani kılıklı adamı kiliseye taşırlar. Kiliseye varınca yardımcılar adamı zorla ayağa dikerler. Zavallı, başına gelenleri anlamamıştır.

Leonardo, adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği, ihaneti tabloya geçirir…

Leonardo işini bitirdiğinde, o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini iyice açar ve bu harika duvar resmini görür.

Şaşkınlık, korku ve hüzün dolu bir sesle şöyle der:

“Ben bu resmi daha önce görmüştüm!”

Leonardo da Vinci de şaşırır,

“Ne zaman?” diye sorar.

“Üç yıl önce” der adam.

“Elimde, avucumda olanı kaybetmeden önce… O sıralarda bir kilise korosunda şarkı söylüyordum. Pek çok hayalim vardı. Bir ressam beni İsa’nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti…”

Evet, geçmiş ve gelecek ne kadar birbirinden farklı olursa olsun, öncesinde tanıdığımız insanların sonrasındaki durumları bize yol göstermelidir. Geçmişimizi samimi pişmanlıklarla temizleyebilir, geleceğimizi tövbelerle tertemiz inşa edebiliriz. Öyleyse önemli olan yaşanılan son durumdur. Her kişinin aldığı son durum bizim için belirleyici olmalı ve geçmişteki hatalara takılarak gelecek mutlu günlere sorunlu geçmişleri engel olarak koymamalıyız.

Yaşamımızda aldığımız tüm kararların mutluluk yolunda atılan adımlar olması dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment