DÜRBÜNÎ NAZAR İLE GAZZEYE BAKIŞ

“Dikenden Gül Bitiren, Kışı Da Bahar Haline Döndürür.”

Görünen o ki tarafkir dünyanın şu günlerde “dürbünî nazar”la, yani basiretle uzağı görücü tahliller yapacak hali yok.

Siyonist zihniyet namusuna düşkün mahalle bekçisi rolünde cadı kovalarken kendince; kimbilir nasıl keyifleniyordur şimdi kat kat korunaklı rezidanslarında?

Ortadoğuya siyonistlerin mülkü gözüyle bakanlar, karınca kararınca “Büyücü avı”na katkı veren, siyonistlerden elektrik alan her kesim, her ortamda ortalığı bulandırmak, haksızlıklarının üzerini örtmek için dünyada basını, siyaseti, ve medyayı kendi emelleri doğrultusunda kullanıyorlar.

Sözde bile destek veremeyen müslüman dünyası da resmen bir akıl tutulması yaşıyor. Göz kapakları inmiş, kulaklar tıkanmış, beyinler felç.

Bu akıllara ziyan akıl tutulmasından, bu evlere şenlik cadı avından, basın ve siyaset dünyasının birbiriyle yaka-paça olmuş perişanlığından istifade ile İsrail ve koro arkadaşları iri bir sel kütüğü çekmeyi umuyor olabilirler.

Filistin’in tüm topraklarında, ecel verileni almadan önce, verilmesi gereken herşeyi veren bir mücadele seyrettik. Öyle bir mücadele ki; selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline dönüştürdü. Bu savaşta Filistin halkı öncelikle içlerindeki kiri suyla değil,ancak gözyaşlarıyla temizledi. Temiz bir vicdan ile insanlık adına gayret etti. İnsanlığın zerresini bünyesinde barındıranlar da her koşulda destek oldular, yardıma koşmaya uğraştılar.

Çıkarları uğruna vicdanlarının sesine kulak tıkayanlar oldu. Bekleyip görelim diyen bu zavallıların insani ve vicdani haslet ve değerleri de emin olun ki ya çürük ya da çoraktır.

Şimdi artık insandan yana tavır alanların siyonistlerin bitmez tükenmez tuzaklarına karşı birleşme zamanıdır. Karakteri değişmeyecek olan bu zalimlerin artık tamamen durdurulması elzemdir.

Evet, masal ve hikaye devri bitmiştir. Zulmün kendisinden daha büyük bir gücün varlığını hissetmesi gerekmektedir. Bu güç harekete geçmiş olan insanlığın ortak vicdanıdır.

Siyonistlere ve koro arkadaşlarına da şu tarihi gerçekleri hatırlatmayı bir borç bilirim…

Hayalhânenizde ne kadar şeytanlaştırma fantezisi varsa uygulamaya kalkışmayın demiyorum; bilakis ne söylenirse söylensin herkes fıtratının hükmünü icrâ edecektir; tarihin huzurunda herkes tartıya çıkar neticede…

Babil kralı Belşassar (Baltazar diye bilinir), bir ziyafet esnasında salonun duvarına gövdesiz bir elin,

“Mene, Tekel, Ufarsin”

Kelimelerini yazdığını görür ve mânâsını öğrenmek için Danyal Peygamber’i çağırtır.

Danyal Peygamber’in yorumu şöyledir:

“Mene: Sayılı günleriniz sona erdi, Tekel: terazide tartıldınız ve eksik bulundunuz…”

Üçüncü kelimeye elim elvermiyor: Hafazanallah!

Çocukların barış dolu bir dünyada çiçek açtığı bir gelecek dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

YAZIYI SESLİ OKUMAK İÇİN TIKLA

Related posts

Leave a Comment